KULAK BURUN BOĞAZDA ACİL DURUMLAR

 
Çocuklarda Kulak Ağrısı, Kulakta Akıntı

Bebek ve çocuklarda kulak ağrısının sebebi, genellikle bir üst solunum yolu enfeksiyonunu takiben gelişen akut orta kulak iltihabıdır (Akut otitis media). Bebekte elini kulağına götürme, huzursuzluk ve ateşle karekterize iken, çocuklar ilaveten dayanılmaz ağrıyı bizzat ifade ederler. Daha ağrı aşamasında hemen bir hekime başvurup o aşamada tıbbi tedavi ve/veya küçük müdehale ile çok yüksek oranda sonuç alınabilmektedir. Eğer, ağrı aşamasında hekime başvurulmazsa enfeksiyon genellikle kulak zarında delinme (perforasyon) ile sonuçlanabilir.
Bazen çocuklar akut orta kulak iltihabındaki kadar olmayan, daha sinsi, daha katlanılabilir bir ağrıdan şikayet ederler ki bu durum, kulakta sıvı toplanması (effüzyonlu otitis media-EOM) nedeniyledir. EOM, bir süre uygulanan tıbbi tedavi ve bazı tedbirler ile geçmez ise, ventilasyon tüpü uygulamasıyla tedavi edilebilmektedir.
Baş Dönmesi ve Denge Kaybı
 
Baş dönmesi ve denge kaybına KBB, Nöroloji ve İç Hastalıkları branşlarını ilgilendiren pek çok hastalık neden olabilmektedir. Bunlar:
  • Benign paroksismal pozisyonel vertigo
  • Meniere hastalığı
  • Vestibüler nörinit
  • Perilenf fistülü
  • Labirentit
  • Superior semisirküler dehissans sendromu
  • Otosklerotik iç kulak sendromu
  • Vestibülotoksik ilaç kullanımı
  • Migrenöz vertigo (migrain-related vertigo-migrain-induced vertigo)
  • Çocukluk çağının benign paroksismal vertigosu
  • Pontoserebellar köşe tümörleri (akustik nörinom-vestibüler schwannom, menenjiom, epidermoid-kolesteatom)
  • Beyincik (serebellum) ve beyinsapı (brainstem) lezyonları: kanama, infarkt, tümörler
 
 
Bu klinik tablolar arasında ayırım, hekimin tecrübesine göre detaylı incelemeyi gerektirir. Bu incelemeler içinde hastanın şikayetleri, detaylı hikayesi, muayene bulguları (çıplak göz ve Frenzel gözlüğü ile) (hatta epizodik-periyodik vertigo söz konusu ise atak sırasındaki muayene bulguları çok önem arzeder), odyometrik yöntemlerle işitmenin değerlendirilmesi, empedansmetri bulguları, okulomotor testleri, kalorik testi ve pozisyonel testleri içeren elektronistagmografi (ENG), videonistagmografi (VNG) bulguları, elektrokokleografi (ECoG), işitsel beyinsapı cevapları (ABR-BERA), otoakustik emisyon (DPOAE, TEOAE) ve radyolojik incelemeler (bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans, doppler ultrason, anjiografi) önemli yer tutar. Hekimin tecrübesine ve hastanın klinik durumuna göre, bu test bataryasının zaman zaman tamamının zaman zaman da bir kısmının kullanılması gerekmektedir.
 
Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV)
 
Teşhis ve tedavisi basit manevralarla yapılabilen bir hastalık olup, vertigonun en sık karşılaşılan sebebidir. Daha çok posterior, daha az horizontal en az olarak da anterior yarım daire kanalını (semisirküler kanal) etkileyen alt tipleri söz konusudur. Bunlar arasındaki ayırım, tedaviye dönük manevra seçimi açısından önem arzeder. Bu da Dix-Hallpike ve Roll-on testi manevralarındaki muayene bulguları ile yapılır. Teşhis konduktan sonra, yine tedaviye dönük uygun manevra seçilir ve olguların %90’nın üzerinde bir manevra, kalan olgularda ikinci manevra ile sonuç alınır.
 
Meniere Hastalığı Tedavi Edilebilir mi?
 
Öncelikle teşhisi önem arz etmektedir. Baş dönmesi ve denge kaybı bölümünde belirtildiği gibi zaman zaman detaylı incelemeler gerekebilirken bazen da hastanın şikayetleri ve o andaki muayene bulguları hekimi sonuca götürebilmektedir.
 
Meniere hastalığı, kronik bir hastalık olup,  basit bir üst solunum yolu enfeksiyonu gibi bir reçete ile tedavi edilebilen bir hastalık değildir. Hastalığın seyrinin anlaşılması ve gerektiğinde bazı müdehalelerin yapılabilmesi açısından hasta ve hekimin sıkı işbirliğini gerektiren bir hastalıktır. Hastalığın doğal seyrine ait bilgilerimiz, işitme kaybının belli bir miktar ilerlemesi ile epizodik vertigo ataklarının yatışmaya başlayacağı şeklindedir. Ancak her hastada hastalığın aynı şekilde seyretmediği de bir gerçektir.  

Bir kez teşhis konduktan sonra  yaşam tarzında alınan bazı önlemler ve tıbbi tedavi ile hastaların %90’nında, hastalığın, hastanın sosyal ve mesleki yaşamına olan etkisi minimize edilebilmektedir.  Bununla sonuç alınamayan olgularda işitme ve denge organının fonksiyonel durumuna, hekim ve hastanın tercihine göre kulağa tüp takılmasından, gentamisinin intratimpanik enjeksiyonuyla kimyasal labirentektomiye, cerrahi labirentektomiden, endolenfatik kese dekompresyonu ve vestibüler nörektomiye veya her iki kulak tutulumu olan olgularda streptomisinin intramuskuler enjeksiyonuna  kadar işitmeyi koruyan veya  işitmeyi feda eden çok çeşitli tedavi yöntemleri söz konusudur. Bu yöntemlerden biri veya birkaçı ile hastalığın seyrine göre önemli ölçüde iyilik hali yakalanabilmektedir.
Burun Kanaması

Burun kanaması, çeşitli şekillerde olabilmektedir ve çok çeşitli sebeplere bağlı olarak meydana gelebilmektedir. Ortam havasının kuru olmasına bağlı olarak burun akıntısına bulaşık eski kanama izi şeklinde olabildiği gibi damla damla kanama veya daha şiddetli şekillerde olabilir. Sebepleri akut veya kronik rinite bağlı olarak burun mukoza yüzeyinin tahrişi, hipertansiyon, ateroskleroz, burun travması, irritan madde kullanımı, nazal septum perforasyonu, burunda iyi (anjiofibrom)ve kötü huylu tümörler (kanser) olabilir. Tümörler hariç tutulursa, burun ön kısmında kanama odağı saptanan olgularda gümüş nitrat ile kanama odağı çoğu zaman sessiz hale getirilebilmektedir. Bazen de kanama odağı o anda saptanamazsa burun tamponu kullanılır.
Yüz Felci (Fasyal Sinir Paralizisi)

KBB branşını ilgilendiren yüz felci, sebebi bilinmeyen formundan viral ve enfeksiyöz sebeplere, travmatik sebeplerden cerrahiye ait sebeplere kadar çok değişik faktörlerle oluşabilir. En sık görülen formu, henüz sebebi tam olarak ortaya konamayan ancak viral ajanların (Herpes virüsü) son yıllarda ön plana çıktığı Bell’s palsy olarak adlandırılan formudur. Bu form, genellikle kulaktan boyuna kadar olan bölgede bir ağrı ile başlar, sonra yüz (mimik) kaslarında zayıflık görülür. Kaslardaki zayıflığın ilerlemesi ile gözü kapayamama, yemek yerken tükürük salgısının ağız köşesinden akması, asimetrik gülme ile tablo tam olarak yerleşir. Bazen ağız içinde aftöz lezyonlara ait ağrı, hassasiyet görülebilir. Sinirdeki harabiyetin ilerlemesine engel olmak ve kalıcı fonksiyon bozukluğunun önüne geçmek açısından hastanın hekime zaman kaybetmeden başvurması önem arzeder. Tıbbi tedavi önceliklidir ve olguların yaklaşık %90’nında tam veya tama yakın fonksiyonel düzelme elde edilmektedir. Ancak ilk günlerden itibaren yapılacak bazı elektrofizyolojik ölçümlerle (önce ENoG, 2 haftadan sonra EMG) tıbbi tedaviden yeteri kadar fayda görmeyeceği ve hastalığın ağır seyredeceği “önceden” düşünülen olgularda, sinir dekompresyonu ameliyatı ile sinirin kemik kanalında sıkışması önlenir. İyileşmenin uzun süreceği düşünülen olgularda erken dönemde yüz kaslarına masaj, sonraki dönemlerde fizik tedavi uygulamaları yararlıdır.

Travmaya bağlı yüz felçlerinde, hekimin klinik, radyolojik ve elektrofizyolojik testleri değerlendirmesine göre sinirde tam kopma düşünülüyorsa hemen cerrahi önem arzeder. Sinirde hafif hasarın düşünüldüğü olgularda ise öncelik yine tıbbi tedavidir. İyileşme, belli süre içinde beklendiği gibi değilse yine cerrahi tedavi düşünülebilir.
Ani İşitme Kaybı

Bir veya iki kulakta ani başlangıçlı işitme kaybını ifade eden klinik bir durumdur. İşitme kaybının gelişimi, saatlerle ifade edilen bir süreçte gerçekleşir. Hekim tarafından değerlendirilecek odyometrik yöntemlerle henüz tam olarak ortaya konmamış bir ani işitme kaybı tablosu, kulakta ani başlayan ve israrcı olan çınlama, uğultu ve motor sesine benzer bir gürültü ile kendisi gösterebilir. Bazen baş dönmesi veya daha hafif denge bozukluğu tabloya eşlik edebilir.

Ani işitme kaybına yol açan sebepler bazen ortaya konamasa da bazen travma (küçük veya büyük kafa travması), denize dalma, ıkınma-egzersiz gibi bedeni aktivite, geçirilmiş viral bir enfeksiyon, bağışıklık sistemine ait bazı problemler, romatolojik hastalıklar, damarsal hastalıklar veya metabolik faktörler (kolesterol yüksekliği, diabetes mellitus-şeker hastalığı) suçlanabilir.

Ani işitme kaybı, sebebi ne olursa olsun hastanın derhal hekime baş vurması gereken bir durum olup, erken tedavi ile yüksek oranda olumlu sonuçlar alınmaktadır. Tıbbi tedavinin yanı sıra hiberbarik oksijen tedavisi ve kulak içi enjeksiyonlar ile %60 olguda başarılı sonuçlar alınmaktadır.
Burun Travması

Burun sırtında şekil bozukluğu, burundan nefes almada güçlük, burun ve yüz cildinde morarma ile karekterize bir durumdur. Muayene ve radyolojik yöntemlerle kolaylıkla teşhis konduktan sonra sedasyon altında travmanın neden olduğu deformite giderilir.
Burun ve Kulakta Yabancı Cisim

Burun veya kulağa kaçan yabancı cisimleri çıkarmaya çalışmayın, cismin daha ileri gitmesine, burundaki yabancı cisimler için solunum yoluna kaçmasına, kulaktaki yabancı cisimler için kulak zarının zarar görmesine neden olabilirsiniz. Bu nedenle zaman kaybetmeden hekiminize başvurun.